Türk Ticaret Kanunu’nun İki Dev Yapısı
Anonim Şirket (A.Ş.) ve Limited Şirket (Ltd. Şti.), Türk Ticaret Kanunu’nun (TTK) en yaygın ve temelini oluşturan iki sermaye şirketi türüdür. Her iki yapı da ortaklarının sorumluluğunu koydukları sermaye ile sınırlasa da, aralarındaki hukuki, mali ve operasyonel farklar, girişimcilerin işlerinin ölçeği, büyüme hedefleri ve yatırım alma stratejilerine göre kritik öneme sahiptir. Doğru şirket türünü seçmek, kurumsallaşma düzeyini, yönetim esnekliğini ve gelecekteki finansal manevra kabiliyetini doğrudan etkiler. Bu derinlemesine analizde, bu iki şirket türünün tüm yönlerini 25’ten fazla başlık altında karşılaştırarak, yatırımcılar ve iş kurucuları için yol gösterici olmayı amaçlıyoruz.
Hukuki Temel ve Tanım Farkı
Limited şirket, daha çok ortakların şahsi özelliklerinin ve şirkete olan yakın bağlarının önemli olduğu, nispeten daha küçük ve ortak sayısı sınırlı işletmeler için idealdir. Ticari ünvanı ve faaliyet konusu belirlenmiş, esas sermayesi belirli ve bu sermaye paylara bölünmüş olan bir sermaye şirketidir. Buna karşılık anonim şirket, büyük ölçekli yatırımlar, sermayenin geniş tabana yayılması ve profesyonel yönetim gerektiren yapılar için tercih edilir. Anonim şirket, sermayesi paylara bölünmüş olan ve ortaklarının sorumluluğu taahhüt ettikleri sermaye paylarıyla sınırlı olan şirket olarak tanımlanır.

Şirket Türlerinin Esas Amacı ve İşlevi
Anonim şirketlerin temel işlevi, sermayeyi geniş bir tabana yayarak büyük projeleri finanse etmek ve büyüme potansiyeli yüksek iş modelleri oluşturmaktır. Bu şirketler genellikle sermaye piyasalarına erişim, tahvil çıkarma ve halka açılma gibi mekanizmalarla büyük finansal esnekliğe sahiptir. Limited şirketler ise, daha çok ortakların birbirini tanıdığı, aile işletmeleri veya KOBİ’ler gibi daha kapalı, şahıs unsurlarının ağır bastığı iş modellerinde yönetim kolaylığı ve basit bir hukuki yapı sağlamak amacıyla kurulur. Bu işlevsel ayrım, seçim yaparken göz önünde bulundurulması gereken ilk ve en önemli faktördür.
Ortak Sayısı Bakımından Üst Sınır
Limited şirketlerdeki ortak sayısının kanunla belirlenmiş bir üst sınırı mevcuttur. Türk Ticaret Kanunu’na göre limited şirket, en az bir kişiyle kurulabilir, ancak ortak sayısı elli kişiyi (50) geçemez. Bu sınırlama, şirketin iç yapısının daha kontrollü ve kişisel ilişkilerin ön planda tutulduğu bir modelde kalmasını amaçlar. Anonim şirketlerde ise ortak sayısı açısından herhangi bir üst sınır bulunmamaktadır; en az bir ortak ile kurulabilir. Ortak sayısının 500’ü aşması halinde ise Sermaye Piyasası Kanunu hükümleri gereği şirket, halka açık şirket statüsüne geçme yükümlülüğü doğurabilir.
Asgari Sermaye Tutarı Zorunluluğu
Anonim ve limited şirketler için en az sermaye tutarları, 1 Ocak 2024 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere Cumhurbaşkanı Kararı ile önemli ölçüde artırılmıştır. Limited şirket kurmak için gereken asgari esas sermaye tutarı 10.000 TL’den 50.000 TL‘ye yükseltilmiştir. Anonim şirketler için bu tutar 50.000 TL’den 250.000 TL‘ye çıkarılmıştır. Kayıtlı sermaye sistemini kabul eden halka açık olmayan anonim şirketler için ise başlangıç sermayesi 500.000 TL‘den az olamaz. Bu yüksek sermaye farkı, anonim şirketlerin finansal ciddiyetini ve ölçeğini vurgular.
Sermaye Ödeme Zamanı ve Şartları
Limited şirketlerde taahhüt edilen sermayenin tamamının tescilden itibaren yirmi dört ay içinde ödenmesi gerekir ve sermayenin bir kısmı tescil anında bankaya bloke edilmez. Bu, girişimcilere sermaye ödemesi konusunda zaman tanır. Anonim şirketlerde ise, nakit olarak taahhüt edilen payların nominal değerlerinin en az dörtte biri (yüzde 25’i) tescilden önce bankada bloke edilmek zorundadır. Geri kalan miktar yine yirmi dört ay içinde ödenir. Bu blokaj zorunluluğu, anonim şirketin kuruluşu sırasında sermayenin güvence altına alınmasını sağlar.
Ortakların Kamu Borçlarından Sorumluluğu
Ortakların kamu borçlarından (Vergi, SGK prim borçları vb.) sorumlulukları, iki şirket türü arasındaki en kritik farklardan biridir. Anonim şirketlerde, ortaklar, kural olarak şirketin kamu borçlarından sorumlu değildir; sorumlulukları sadece taahhüt ettikleri sermaye payını şirkete ödemekle sınırlıdır. Limited şirketlerde ise, ortaklar şirketten tahsil edilemeyen kamu borçlarından, sermaye payları oranında, şahsi mal varlıklarıyla sorumludur. Bu durum, limited şirket ortakları için ekstra bir risk faktörü oluşturur ve kamu alacaklarının tahsili konusunda devlete ek bir güvence sağlar.
Yönetim ve Temsil Organlarının Yapısı
Anonim şirketlerin zorunlu organları Genel Kurul ve Yönetim Kurulu’dur. Yönetim Kurulu, şirketi yöneten ve dışarıya karşı temsil eden organdır. Yönetim Kurulu üyeleri ortak olmak zorunda değildir, dışarıdan profesyonel yöneticiler atanabilir. Limited şirketlerde ise, zorunlu organ Ortaklar Kurulu ve Şirket Müdürü/Müdürler Kurulu’dur. Limited şirkette yönetici olarak atanan müdürlerden en az birinin şirket ortağı olması zorunluluğu kanunda açıkça belirtilmiştir. Bu fark, anonim şirketlerin daha profesyonel ve ortaklardan bağımsız bir yönetim yapısına sahip olmasına imkan tanır.
Yönetim Yetkisinin Devredilebilirliği
Anonim şirketlerde, esas sözleşmeyle yetki verilmesi ve bir iç yönerge hazırlanması koşuluyla, yönetim kurulu üyeleri yönetim yetkilerini kısmen veya tamamen bir veya birkaç üyeye ya da üçüncü kişilere devredebilir. Bu, büyük ve karmaşık yapılarda işlevselliği artırır. Limited şirketlerde ise, temsil ve yönetim yetkisi müdürlere aittir ve müdürlerin yetkilerini devretme imkânları anonim şirkete göre daha sınırlıdır ve TTK’nın belirlediği çerçevede gerçekleşir. Yetki devrindeki bu esneklik, anonim şirketi büyük ölçekli operasyonlar için daha cazip hale getirir.
Pay Devrindeki Prosedürel Farklar
Anonim şirkette pay devri, esas sözleşmede aksi belirtilmedikçe oldukça kolaydır ve yazılı devir sözleşmesi yeterlidir; noter onayı ve tescil zorunluluğu bulunmaz. Bu durum, hisselerin likiditesini artırır. Limited şirketlerde ise esas sermaye payının devri noter onaylı yazılı bir devir sözleşmesi ile yapılmak zorundadır. Ayrıca, pay devrinin geçerli olabilmesi için Ortaklar Kurulu’nun onayı gerekir ve bu onay kararı ile devrin ticaret siciline tescil ve ilan edilmesi zorunludur. Bu katı prosedür, limited şirketin kapalı ortaklık yapısını korumayı amaçlar.
Halka Açılma ve Sermaye Piyasalarına Erişim
Anonim şirketler, belirli şartları yerine getirmeleri halinde Sermaye Piyasası Kanunu’na tabi olarak halka açılabilir, paylarını borsada işlem görebilir hale getirebilirler. Bu, şirket için devasa bir fon ve yatırım kaynağı yaratma potansiyeli sunar. Limited şirketlerin ise halka açılma olanağı kesinlikle bulunmamaktadır ve esas sermaye payları menkul kıymet niteliğinde değildir. Bu, büyüme hedefleri olan ve dış yatırım çekmek isteyen şirketler için anonim şirketi tek seçenek haline getirir.
Tahvil ve Borçlanma Senedi İhracı
Anonim şirketler, sermaye piyasası araçları arasında yer alan tahvil ve benzeri borçlanma senetlerini çıkararak, banka kredileri dışında ek finansman kaynakları yaratma yetkisine sahiptir. Bu, özellikle büyük yatırımlar için uzun vadeli borçlanma imkanı sağlar. Limited şirketlerin ise Türk Ticaret Kanunu uyarınca tahvil ve benzeri borçlanma senetlerini çıkarma yetkisi bulunmamaktadır. Finansal esneklik ve çeşitlilik açısından bu fark, anonim şirketin üstünlüğünü gösterir.
Pay Senedi Çıkarma Zorunluluğu ve Türleri
Anonim şirketler, isterlerse nama yazılı ya da bedelleri tamamen ödenmiş ise hamiline yazılı pay senetleri çıkarabilirler. Pay senedi basma zorunluluğu olmamakla birlikte, senedin çıkarılması vergilendirme açısından avantajlar sağlar. Limited şirketlerde ise, esas sermaye paylarının pay senedine bağlanması mümkün olsa da, bu senetler menkul kıymet niteliği taşımaz ve anonim şirketteki gibi vergi avantajları sağlamaz. Pay senedi çıkarma mekanizması, anonim şirkete likidite ve devir kolaylığı kazandırır.
Pay Devri Değer Artış Kazancının Vergilendirilmesi
Anonim şirketlerde pay senedi basılmış ve bu senetler iki yıldan fazla elde tutulmuşsa, devirden doğan değer artış kazançları Gelir Vergisi Kanunu uyarınca vergiden istisna edilir. Bu, yatırımcılar için büyük bir vergi avantajıdır. Limited şirketlerde ise pay devrinden doğan değer artış kazancı, pay senedi çıkarma imkanı olmaması ve payların menkul kıymet niteliği taşımaması nedeniyle süreye bakılmaksızın (20 yıl dahi geçse) her zaman vergiye tabidir. Bu, limited şirket ortaklarının hisse satışlarını daha maliyetli hale getirir.

Şirket Avukatı Bulundurma Zorunluluğu
Türk Ticaret Kanunu’na göre, esas sermayesi belirli bir miktarın üzerinde olan anonim şirketlerin sözleşmeli avukat bulundurma zorunluluğu vardır. Bu zorunluluk, anonim şirketin hukuki süreçlerini profesyonelce yönetme gerekliliğinden doğar. Limited şirketlerde ise sermaye büyüklüğüne bakılmaksızın böyle bir zorunluluk bulunmamaktadır. Bu durum, anonim şirketler için ek bir maliyet unsuru, ancak hukuki risk yönetimi açısından bir güvence sağlar.
Ortaklıktan Çıkma ve Çıkarılma Kolaylığı
Anonim şirketlerde ortaklıktan çıkma veya çıkarılma süreci, pay devrinin serbestliği sayesinde daha esnek ve kolaydır. Ortak, paylarını üçüncü bir kişiye devrederek ortaklıktan ayrılabilir. Limited şirketlerde ise, pay devri prosedürünün zorluğu (noter, ortaklar kurulu onayı) nedeniyle ortaklıktan ayrılma veya bir ortağın çıkarılması daha zorlu ve karmaşıktır. Haklı sebeple fesih davası açma hakkı da limited şirketlerde daha çok gündeme gelir.
Kar Payı Avansı Dağıtımı İmkanı
Anonim şirketler için kar payı avansı dağıtımı, yasal düzenlemelerle sıkı şartlara bağlanmış olup, belirli durumlarda ve kararın genel kurulca onaylanması şartıyla yapılabilir. Limited şirketlerde ise, kar payı avansı dağıtımı anonim şirkete kıyasla nispeten daha esnektir ve ana sözleşmede hüküm bulunması halinde Ortaklar Kurulu kararıyla gerçekleştirilebilir. Bu esneklik, limited şirket ortaklarının dönemsel nakit ihtiyaçlarını karşılamak açısından bir avantaj yaratır.
Zorunlu Denetim Yükümlülüğü
Bağımsız denetime tabi olma kriterleri hem anonim hem de limited şirketler için aynıdır ve sermaye şirketlerinin büyüklüklerine göre belirlenir. Belirlenen aktif toplamı, yıllık net satış hasılatı ve çalışan sayısı ölçütlerinden en az ikisinin eşik değerlerini art arda iki hesap döneminde aşan şirketler (A.Ş. veya Ltd. Şti. fark etmeksizin) bağımsız denetime tabidir. Ancak büyük ölçekli projeler yürüten ve sermayesi yüksek olan anonim şirketler bu eşik değerleri daha sık aşarlar.
Kayıtlı Sermaye Sistemi Uygulaması
Anonim şirketler, esas sermaye sistemi yerine Kayıtlı Sermaye Sistemini (KSS) benimseyebilirler. KSS, esas sözleşme değişikliği yapılmaksızın yönetim kurulu kararıyla sermaye tavanı dahilinde kolayca sermaye artırımı yapılmasına imkan tanır. Bu, hızlı büyüme potansiyeli olan şirketler için sermaye artırımını hızlandırır ve operasyonel kolaylık sağlar. Limited şirketlerde ise kayıtlı sermaye sistemi uygulaması söz konusu değildir; her sermaye artırımı esas sözleşme değişikliği gerektirir.
Genel Kurul Toplantı Prosedürleri
Anonim şirketlerin Genel Kurul toplantıları, usul ve şekil açısından daha katı kurallara tabidir. Toplantı davetleri, gündem ilanı ve toplantı tutanaklarının düzenlenmesi TTK’ya uygun olarak yapılmak zorundadır. Özellikle büyük ortaklı anonim şirketlerde elektronik ortamda genel kurul yapılması zorunluluğu bulunmaktadır. Limited şirketlerin Ortaklar Kurulu toplantıları ise, anonim şirkete kıyasla daha esnek ve daha az şekil şartına bağlıdır; genellikle ortaklar arasındaki kişisel güven ilişkisi nedeniyle prosedürler daha basittir.
Ortakların Şahsi İflası Durumu
Anonim şirketlerde, bir ortağın şahsi iflası veya haciz durumu, kural olarak şirketin tüzel kişiliğini ve faaliyetlerini doğrudan etkilemez, çünkü ortaklar sermaye borçlarını ödemiş olduktan sonra şirkete karşı başka bir sorumluluk taşımaz. Limited şirketlerde ise, bir ortağın şahsi iflası, o ortağın payının şirketten ihraç edilmesine veya payın rüçhan hakkı kullanılarak diğer ortaklarca devralınmasına yol açabilir. Bu durum, limited şirketin iç dengesini anonim şirkete göre daha fazla etkileyebilir.
Şirket Birleşmeleri ve Devralmalar (M&A) Süreçleri
Anonim şirketler, büyük ve karmaşık birleşme ve devralma (Mergers and Acquisitions – M&A) işlemlerinde genellikle daha esnek ve uygun bir yapıya sahiptir. Pay devrinin kolaylığı ve menkul kıymet niteliği, bu tür işlemleri hızlandırır. Limited şirketler de M&A işlemlerine konu olabilir, ancak pay devri süreçlerinin zorunluluğu ve ortaklar kurulu onayı, bu süreçleri anonim şirkete göre biraz daha yavaş ve prosedürel hale getirebilir.
Esas Sözleşme Değişikliklerinin Zorluğu
Anonim şirketlerde esas sözleşme değişiklikleri, genellikle TTK’da belirlenen ağırlaştırılmış nisaplara tabidir ve tescil ile ilan zorunluluğu bulunur. Ancak, kayıtlı sermaye sisteminde sermaye artırımı gibi bazı değişiklikler yönetim kurulu kararıyla kolayca yapılabilir. Limited şirketlerde esas sözleşme değişiklikleri için de benzer şekilde ağırlaştırılmış nisaplar (örneğin sermayenin en az üçte ikisini temsil eden ortakların kararı) aranır ve bu değişiklikler de tescil ve ilana tabidir.
Finansal Kiralama ve Geri Kiralamadan Yararlanma
Anonim şirketler ve limited şirketler, finansal kiralama ve sat ve geri kirala (sale and lease back) yöntemleriyle finansal açıdan menkul ve gayrimenkullerini değerlendirebilir. Ancak, finansal kiralama şirketlerinin kurulması zorunluluğu, kanunen sadece anonim şirket (A.Ş.) olarak belirlenmiştir. Bu, dolaylı olarak anonim şirketin bu alandaki finansal işlemlere daha kolay adapte olabileceği bir çerçeve sunar.
Kurumsal Yönetim ve İç Kontrol Standartları
Anonim şirketler, özellikle halka açık veya büyük ölçekli olanlar, uluslararası kabul görmüş kurumsal yönetim ilkelerini uygulamak zorundadır. Bu, daha şeffaf bir yönetim, iç denetim mekanizmalarının güçlü olması ve çıkar çatışmalarının önlenmesi anlamına gelir. Limited şirketlerde kurumsal yönetim beklentisi daha düşüktür ve genellikle ortakların kişisel inisiyatifleri ve güven ilişkisi üzerinden yönetilirler. Anonim şirketin bu yüksek kurumsallaşma zorunluluğu, yatırımcı güvenini artırır.

İntifa Senetleri Çıkarma İmkanı
İntifa senedi, pay sahibi olmayan kişilere dahi kar payı ve tasfiye bakiyesinden pay alma gibi mali haklar sağlayan, ancak oy hakkı vermeyen bir menkul kıymettir. Yeni TTK ile birlikte anonim şirketlerin yanı sıra limited şirketlerin de intifa senetleri çıkarabilme imkanı getirilmiştir. Bu gelişme, limited şirketler için de dışarıdan fon sağlamanın yeni ve esnek bir yolunu açmıştır, ancak kullanım kolaylığı ve bilinirliği anonim şirkette daha yaygındır.
Yıllık Faaliyet Raporu Hazırlama Yükümlülüğü
Anonim şirketler, her yıl sonunda şirketin finansal durumu, faaliyetleri ve risklerini detaylıca açıklayan bir yıllık faaliyet raporu hazırlamak ve bu raporu Genel Kurul’un onayına sunmak zorundadır. Bu rapor, şirketin şeffaflığını artırır. Limited şirketler için de esas olarak bu zorunluluk mevcuttur, ancak içerik ve kapsam açısından anonim şirketlerdeki kadar detaylı ve sıkı denetime tabi olmayabilir. Faaliyet raporları, özellikle kurumsallaşma düzeyini yansıtan önemli belgelerdir.
Pay Defteri ve Ortaklık Yapısının Kaydı
Anonim şirketlerde pay defteri tutulması zorunludur. Nama yazılı pay senetlerinin devirleri pay defterine işlenir. Bu defter, ortaklık yapısını ve pay sahiplerini gösteren temel kaynaktır. Limited şirketlerde de esas sermaye pay defteri tutma zorunluluğu vardır. Ancak limited şirkette devir işleminin noter onayı ve tescil zorunluluğu nedeniyle, pay defterindeki kayıtlar, anonim şirkete göre daha az sıklıkla güncellense bile, hukuki geçerliliği noter onayı ve sicil tescili ile pekişir.
Ortakların Rekabet Yasağı Yükümlülüğü
Limited şirketlerde, ortakların rekabet yasağına uyma yükümlülüğü kanunen mevcuttur; bu, ortakların şirketle aynı konuda iş yapan bir işletmeye ortak olamaması veya böyle bir faaliyeti yürütememesi anlamına gelir. Bu yasak, ancak tüm ortakların rızasıyla kaldırılabilir. Anonim şirketlerde ise rekabet yasağı, kanunen sadece Yönetim Kurulu üyeleri için geçerlidir ve tüm ortaklar için otomatik olarak uygulanmaz. Ortaklara rekabet yasağı getirilmesi için bu hükmün esas sözleşmede açıkça yer alması gerekir.
Şirketin Feshi ve Tasfiye Süreçleri
Anonim şirketlerde fesih ve tasfiye süreci, TTK’da belirlenen kapsamlı ve detaylı prosedürlere tabidir. Haklı sebeple fesih davası açma hakkı, TTK’da anonim şirket ortaklarına tanınmamıştır; ancak diğer yasal yollar mevcuttur. Limited şirketlerde ise, her ortak haklı sebeplere dayanarak şirketin feshini talep edebilir. Bu durum, limited şirketlerde ortaklar arası anlaşmazlıkların çözümünde önemli bir hukuki baskı mekanizması oluşturur ve ortakların haklarını korur.
Şirket Muhasebe ve Kayıt Düzeni
Anonim şirketlerin muhasebe ve kayıt düzeni, genellikle büyük ölçekli ve karmaşık finansal işlemleri yönetmek üzere tasarlanmıştır. Bağımsız denetim ve kurumsal yönetim gereklilikleri, daha titiz ve detaylı bir muhasebe sistemi zorunluluğu getirir. Limited şirketlerde de aynı muhasebe standartlarına uyulması gerekir, ancak daha az ortak ve daha basit finansal yapılar nedeniyle, operasyonel olarak anonim şirkete göre daha sade bir kayıt düzeni yürütülebilir.
Hissedarların Oy Hakkı Sınırlamaları
Anonim şirketlerde, esas sözleşmeyle belirli pay veya pay gruplarına imtiyazlı oy hakkı tanınabilir. Ancak, TTK, bir paya tanınabilecek oy hakkını en fazla on beş (15) oy ile sınırlamıştır. Bu, büyük ortakların oy gücünü sınırlandırmak ve azınlık pay sahiplerini korumak için konulmuş bir düzenlemedir. Limited şirketlerde ise hissedarların oy hakkına ilişkin bu tür bir üst sınır yasal olarak bulunmamaktadır; her ortak, kural olarak, esas sermaye payının nominal değerine göre oy hakkına sahiptir.
Kuruluş Süreci ve Karmaşıklık
Limited şirketlerin kuruluşu, anonim şirkete göre daha az bürokratik işlem ve daha düşük maliyet gerektirir. Gerekli evrak sayısı daha azdır ve sermaye blokajı zorunluluğu olmadığı için süreç daha hızlı ilerler. Anonim şirketin kuruluşu ise daha uzun ve karmaşık bir süreçtir, özellikle sermaye blokajı, esas sözleşme hazırlığının titizliği ve yönetim kurulunun oluşturulması gibi prosedürler nedeniyle. Bu nedenle, küçük ve orta ölçekli işletmeler başlangıçta limited şirketi tercih eder.
Karar Alma Nisapları ve Esneklik
Anonim şirketlerde genel kurul kararlarının alınması için olağan ve ağırlaştırılmış nisaplar TTK’da çok net belirlenmiştir (örneğin, önemli kararlar için sermayenin en az dörtte üçünün onayı). Limited şirketlerde Ortaklar Kurulu karar nisapları da belirlenmiş olmakla birlikte, ortaklar kurulu kararları ve müdürler kurulu kararları, anonim şirketteki kadar katı şekil şartlarına tabi olmayabilir ve küçük ortaklık yapısında daha hızlı karar alınabilir.

Sermaye Yapısındaki Şeffaflık
Anonim şirketlerin sermaye yapısı, pay senetleri ve hisse devirlerinin nispeten daha şeffaf ve izlenebilir olması nedeniyle yatırımcılar için daha caziptir. Pay defterleri, halka açık olma potansiyeli ve düzenli mali raporlama, şirketin finansal yapısını dışarıya karşı daha açık hale getirir. Limited şirketlerde ise ortaklık yapısı noter ve ticaret sicili yoluyla izlense de, içerideki finansal işlemler ve kâr dağıtımı konuları anonim şirkete göre daha kapalı kalabilir.
Marka Değeri ve Kurumsal Algı
Anonim şirket, halk nezdinde ve uluslararası ticarette genellikle daha kurumsal, güvenilir ve büyük ölçekli bir iş imajına sahiptir. “Anonim Şirket” ibaresi, şirketin sermayesinin gücünü ve profesyonel yönetimini simgeler. Limited şirket ise daha çok yerel ve küçük/orta ölçekli bir yapı algısı yaratır. Büyüme ve uluslararasılaşma hedefi olan işletmeler için, anonim şirket olmak bir marka değeri ve kurumsal algı avantajı sağlar.
Ortakların Bilgi Alma ve İnceleme Hakkı
Anonim şirketlerde azınlık pay sahiplerinin (örneğin sermayenin onda birine sahip olanların) Yönetim Kurulu’ndan bilgi alma ve inceleme hakları kanunla detaylıca korunmuştur. Limited şirketlerde ise her ortak, şirket işleri hakkında bilgi alma ve inceleme hakkına sahiptir. Ancak, anonim şirkette bu hakların kullanımı ve korunması, kurumsal yönetim prensipleri çerçevesinde daha sistematik ve prosedüreldir.
Seçim Hangi Kriterlere Bağlıdır?
Anonim şirket ve limited şirket arasındaki seçim, tamamen işin niteliğine, büyüme hedeflerine ve ortaklık yapısına bağlıdır. Eğer hedefiniz büyük sermayelerle çalışmak, uluslararası yatırım çekmek, gelecekte halka açılmak veya profesyonel, ortaklardan bağımsız bir yönetim kurmaksa; anonim şirket (A.Ş.) en uygunudur. Eğer amacınız daha kapalı, ortakların birbirini tanıdığı, yönetimde ortakların ağırlığının olduğu ve başlangıç maliyetlerinin daha düşük olduğu bir KOBİ kurmaksa; limited şirket (Ltd. Şti.) daha pratik ve esnektir. Kamu borçlarından sorumluluk ve pay devrindeki zorluklar, limited şirket seçiminde daima dikkate alınması gereken en kritik risk faktörleridir. Başlangıçta küçük bir limited şirket olarak başlayıp, iş büyüdükçe anonim şirkete tür değiştirme yolu da Türkiye’deki girişimciler için sıkça başvurulan bir stratejidir.

